Van'ın vazgeçilmez lezzeti otlu peynirde büyük tehlike!

Asırlardır Van kahvaltısının en önemli lezzetlerinden biri olan otlu peynir, bahar aylarında bin bir emekle hazırlanıp küplere basılarak toprak altında yaklaşık 6 ay olgunlaştırıldıktan sonra sofralara geliyor. Ancak peynirde kullanılan otların bilinçsizce toplanması, Van otlu peyniri için tehlike çanlarının çalmasına sebep oluyor.

Asırlardır Van kahvaltısının en önemli lezzetlerinden biri olan otlu peynir, bahar aylarında bin bir emekle hazırlanıp küplere basılarak toprak altında yaklaşık 6 ay olgunlaştırıldıktan sonra sofralara geliyor. Ancak peynirde kullanılan otların bilinçsizce toplanması, Van otlu peyniri için tehlike çanlarının çalmasına sebep oluyor.

Kendine özgü tadı, kokusu ve aromasıyla ün kazanan coğrafi işaretli tescilli Van otlu peyniri, kentin kültürel mirasının en kıymetli parçaları arasında yer alıyor. Ancak bu değerli ürün, son yıllarda ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Tunçtürk, yaptığı açıklamada otlu peynirde yaşanan sorunları değerlendirerek önemli uyarılarda bulundu.

Van'ın vazgeçilmez lezzeti otlu peynirde büyük tehlike!

“YAPILAN YORUMLAR BİLİMSEL DEĞİL”

Prof. Dr. Tunçtürk, “Bu bölgede otlu peynir bizim kanayan yaramızdır. Herkes otlu peynire uzaktan bakıyor, yorum yapıyor. Yapılan değerlendirmelerin hiçbiri bilimsel değil. Ortada bir ürün var fakat bu ürünün ne olduğu belli değil. Tamamen hijyenik olmayan ortamlarda, farklı hayvanlardan elde edilen çiğ sütler kullanılarak, farklı otlarla, farklı şekillerde yapılıyor. Özellikle çiğ sütten yapıldığı için bekleme ve olgunlaşma sürecinin doğru yapılması ve sağlık açısından riskin ortadan kaldırılması çok önemli. Bunun yanında peynirin pazarlaması da doğru yapılmıyor.” dedi.

“200-300 YILLIK GEÇMİŞE DAYANIYOR”

Otlu peynirin hem kullanılan otları hem de üretim süreciyle başlı başına bir değer olduğunu belirten Tunçtürk, Van Gölü Havzası’nda geçmişten bugüne 70’e yakın farklı bitki türünün otlu peynirde kullanıldığını söyledi. “Her köyde, her mezrada farklı otlar kullanılıyor” diyen Tunçtürk, bu geleneğin 200–300 yıllık bir geçmişe dayandığını aktardı.

“PEYNİRDE KULLANILAN OTLAR BİLİNÇSİZCE, AŞIRI MİKTARDA VE ZAMANSIZ TOPLANIYOR”

Son yıllarda otlu peynirin ticari olarak değer kazanmasıyla birlikte kullanılan otların ciddi tahribata uğradığını vurgulayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Tunçtürk, “Van Gölü Havzası'nda otlu peynirde kullanılan otlarda büyük bir tahribat var. Sirmo, Heliz, siyabo ve mendi gibi bitki türleri bilinçsizce, erken ve aşırı miktarda toplanıyor. Otlu peynirde kullanılan 16–17 farklı allium türü var; normalde bunların sadece toprak üstündeki genç sürgünleri kullanılıyor. Fakat toplayıcılar bitkiyi soğanıyla söküyor. Son 10 yılda allium türlerindeki tahribat yüzde 30’un üzerinde.” ifadelerini kullandı.

Van'ın vazgeçilmez lezzeti otlu peynirde büyük tehlike!

“DİĞER BİTKİ TÜRLERİ TEHLİKE ALTINDA”

Bir zamanlar Van çevresindeki Artos dağlarında bolca bulunan siyabonun yok olduğunu belirten Prof. Dr. Tunçtürk, “15–20 yıl önce Gevaş Artos Dağı Siyabo doluydu. Her taraf siyaboydu. Şu anda Van Gölü Havzası’nda Siyabo bitti. Zamansız ve aşırı toplamayla bitirdiler. Mendi ve diğer türler de tehlikeyle karşı karşıya.” dedi.

“OTLARIN YÜZDE 90’ I VAN GÖLÜ HAVZASI’NDAN TOPLANIYORDU”

Otlu peynirde kullanılan otların artık büyük oranda dış bölgelerden geldiğini belirten Tunçtürk, “10-15 yıl önce pazarlarda satılan otların yüzde 90’ı Van Gölü Havzası’ndan toplanıyordu. Son yıllarda satılan otların yüzde 80–90’ı Hakkari, Yüksekova, Çukurca ve Şemdinli’den geliyor. Orayı da bitirecekler. Bu çok büyük bir tehlike.” ifadelerini kullandı.

“ÇİFTÇİLER EĞİTİLMELİ, BİTKİLERİN HASAT ZAMANI ÖĞRETİLMELİ”

Prof. Dr. Murat Tunçtürk, çözüm için en kritik adımın eğitim olduğunu vurgulayarak, “Çiftçileri eğiteceksiniz. Toplanan bitkilere göre hasat zamanları öğretilecek. Soğanlı-yumrulu bitkilerin hangi dönemde toplanacağı anlatılacak. Biz bununla ilgili sunumlar ve yayınlar yapıyoruz. Yetkili kurumlar çağırırlarsa ders veririz, anlatırız. Öğrencilerimle birlikte bölge bölge gezip bitkilerin nasıl hasat edileceğini, nelere dikkat edilmesi gerektiğini öğretiriz.” diye kaydetti.

Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Tunçtürk, açıklamalarını şöyle tamamladı, “Bazı bitkiler hasat edildikten sonra belirtilen sebeplerden dolayı tamamen yok olabiliyor. Gerekirse bu bitkilerin doğal olarak yetiştiği alanlarda tohum ekilerek, tehlike altındaki bitkilerin koruma altına alınması ile, bitkiler yeniden çoğaltılır. Bazı alanlardaki bitkilerin münavebeli toplanması sağlanarak, ya da iki yılda bir toplanma yapılarak, tohuma bırakılabilir. Böylece genetik kaynakların yerinde korunması sağlanır.”

WhatsApp İhbar Hattı
05076419903
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!

Bakmadan Geçme

Van Hakimiyet Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!