5G virüsü nedir? 5G virüsü nasıl bulaşıyor

Koronayı yaydığı tartışmasıyla en merak edilen konu 5G'nin sağlığa başka bir tür etkisi var mı oluyor hâliyle. Yapılan araştırmalar ne diyor?

Deriye etkisi var. 4G radyasyonundan farkı olarak milimetrik dalgaların yüzde 90’ından fazlası epidermis ve dermiş tabakası tarafından yutulur. Göze etkileri var. Isı etkiler göz yüzeyinin altına geçerler ve değişik seviyede katarakt gibi hasar oluşturur. Biyolojik olarak savunma sistemine, hücre büyümesine, organlara etki ederek kansere sebep olur. İnsanın normal faaliyetlerini etkiler. 1992’de 53- 78 GHz frekanslarında Rusya’da yapılan çalışmalarda kalbin çalışmasını etkilediği deneyle ispatlandı. Bağışıklık sistemine zayıflatıcı etkileri ve spermlere zarar verici etkisi bulunuyor. 5G insanlardan daha fazla bitkilere etki ediyor. Atmosfere, tabii ekosistemi etkileyerek, böceklerin ve kuşların uzaklaşmasına neden oluyor. Yüksek nüfuz kabiliyetli 5G milimetrik radyasyonunu, uzaydan yollamayı planlıyorlar. Bu durumda dünyada radyasyonsuz güvenli yaşanacak yer kalmayacak.  

ENERJİ İHTİYACI İÇİN 400 YENİ NÜKLEER SANTRAL GEREK
Geçtiğimiz kasım ayında Türkiye’de de 5G’nin sağlık alanında denemesi yapıldı… 5G’nin sağlık sektöründe deneniyor olması bir risk mi? 

Yapılan çok basit bir deney, pilot çalışmaydı. Türkiye’de olduğu gibi dünyanın pek çok ülkesinde 5G ile pilot çalışmalar yapılıyor. Sağlık sektörü en çok uygulama alanı ve en kârlı bir imkân tanıdığından ilk tercihtir. Dolayısıyla 5G’nin zararlarını en çok bu alanda göreceğiz. Tıp camiasının elektromanyetik konusunda yeterli donanımları olmadığından, hastanelerdeki cihazların ve 5G’nin yaydığı radyasyonlar insanlar ve cihazlar da istenmeyen zararlara neden olabilir.

Nesnelerin interneti denilip duruyor bunu biraz açabilir miyiz?

Avusturalya ve İngiltere’de yapılan sosyal araştırmalara göre 5G ile beraber IOT enerji ihtiyacını artırıyor. IOT’nin gerçek enerji ve data maliyeti hâlen kesinleşmedi. Bir araştırmaya göre data sunucuların internet kullanmak için ürettiği sera gazı, (yaklaşık bütün emisyonun yüzde 2’si) uçak endüstrisininkiyle aynıdır. Bu sunucuların elektrik ihtiyacı gelecekte daha da artacaktır. Buna data merkezleri, kontrol odaları, ev ağları, ısıtma ve soğutma sistemleri, yedek güç sistemleri gibi birimleri de eklemek gerekir. Bir tahmine göre dünyada bu sisteme bağlı cihazlar 2020’de 30-50 milyar adedi bulacaktır. Eğer elektrik talebi yüzde 17 dolayında artarsa bu 400 yeni nükleer santrali getirecek demektir. Akkuyu Nükleer Santralı Türkiye’nin elektrik talebinin yüzde 6/10’unu karşılayacak. Dünya çapındaki 400’den fazla nükleer santral, toplam elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 17’sini karşılıyor.

5G diğer teknolojilere göre hangi farklılıklar getirecek?

İnsanlık tarihinde ilk defa 3G ve 4G’ye ilaveten 1 milyondan fazla yeni baz istasyonuyla daha değişik özellikleri olan milimetrik dalgaların 5G’siyle bütün insanlar ve canlılar, yeterli testlerden geçmemiş insan yapımı cihazların yaydığı iyonize etmeyen radyasyona maruz bırakılacaktır. Resmi olarak 5G cep telefonların ve baz istasyonlarının güçlerini açıklamadılar. Bilim adamları, politikacılar, yöneticiler, sivil toplum örgütleri, endüstri ve en çok etkilenecek olan medyanın sorumluluk anlayışları nerede? Yoksa lobilerden mi korkuyorlar. Şimdi ve ilerleyen dönemde artacak kanser gibi sağlık problemlerinden sorumlu kişiler, ya emekli olmuş ya da toprak altında olmuş olacak. Peki, geri kalanların günahı ne? Kainattaki canlıların Mâruz kalacağı zulmün hesabını Yaratan sormaz mı sanıyorlar?

YATARKEN RADYASYON BOMBASINA MÂRUZ KALACAĞIZ
5G’de kullanılan frekansların diğer frekanslara göre farklılaşan etkileri neler?

Betzalal ve arkadaşları 2018 yılında yayınlanan makalesinde, derideki ter salgı bezi özgül soğurma oranını (SAR) veya ısı yutulmasını milimetrik dalgalarla (5G) çok fazla artırdığını ifade ediyor. Le Quement’in 2012 yılındaki çalışmasında, kablosuz iletişim uygulamalarında kullanılan milimetrik dalgaların genleri etkileme özelliklerine vurgu yapılır. Baz istasyonu, gücünü aynı anda bağlı olan cihazlar arasında dağıtır. Her telefon kullanılırken yavaşlar ve az ışıma yayar. Mesela gece yarısı evde sadece siz varsanız hızı artar ve baz istasyonunun gücünün çoğu size gelir.

TABİÎ DENGEYİ BOZUYOR

Faz dizi antenlerinin radyasyonu en fazla duvara ve insan vücuduna girer. Elektromanyetik dalgalar vücuda girince elektrik yüklerinin hareketine ve akıma neden olur. Fakat çok çok ufak elektromanyetik darbeler vücuda girince hareket eden yükler, ufak birer anten olurlar. Tekrar elektromanyetik alanlar oluşturup onu vücudun daha derinine yollarlar. Bu dalgalar, 5G’deki gibi dalganın güç veya fazı hızlı değiştiğinde önemlidir. Dolayısıyla milimetrik dalgalar çok ufak dalga boyunda olduğundan vücuda giremezler görüşü yanlıştır. Atmosferde ve parçacık bulutlarında bulunan pek çok parçacıkların milimetrik dalgalarla aynı veya yakın ölçülerde olması onların elektrik yüklenmelerini ve dolayısıyla yapay bulutlar oluşturmalarına veya rezonansa neden olurlar. Tabiî dengede bozulmuş olur.

DEVLET RİCALİ İÇİN GÜVENLİK Mİ KANSER Mİ?

Alışveriş merkezlerinde, devlet dairelerinde insanlar hiç gerekli olmamasına rağmen X-ray iyonize eden doğrudan kanser yapan radyasyona maruz kalmaktadır.

Ülkemizde Sağlık Bakanlığı, cıva içerdiği için termometreleri yasaklarken, çok zararlı cıva, flor ve başka kimyevî maddeleri ihtiva eden baz istasyonu gibi radyasyon yayan ekonomik olmayan sözde ekonomik lambaları başka bir bakanlık tavsiye ediyor. Tezat ve uyumsuzluğu görüyor musunuz?

Güvenlik için bilhassa devlet reisi ve bakanların kullandığı jammerler yüksek değerde radyasyon yaymakta ve uzun sürede kanser için zemin hazırlamaktadır.

Genetiği değiştirilmiş gıdalar için kamuoyunun duyarlığı herkesçe biliniyor. Diğer taraftan genetik bozukluklara, DNA zararlarına neden olan radyo frekans dalgalarıyla ilgili hiçbir şey yapılmıyor.

 İnsan anatomisinin her şeyi elektromanyetiktir. Beyin dalgaları, kalp atışları, hücre bölünmeleri, nöronların haberleşmeleri hep elektrik enerjisiyle olur. Hormon ve enzimlerin faaliyetleri elektrik olarak düzenlenmektedir. İnsan vücudu 87 MHz’de rezonansa girer ki bu frekans FM radyo bandındadır.

İnsan beyin dokusu UHF bandında en fazla yutma seviyesine ulaşır. İnsan vücudu belli frekanslarda anten gibi çalışır.- Gerçek Hayat Dergisi

Bakmadan Geçme